Küreselleşmeyle birlikte daha fazla gündeme gelen yer değiştirme olgusu, bir yanıyla insanlık buluşması ve farklılıkların tanışması umudunu taşırken, diğer yandan artan göçler ve sığınmacılıkla birlikte yabancı olanla karşılaşmada sosyal, politik ve sağlık alanlarında yaşadığımız güçlükleri de belirginleştiriyor. Aynı dili konuşmadığımız ve psikolojik sağaltıma ihtiyacı olan göçmen ve sığınmacılarla çevirmen aracılığıyla yapılan görüşmelerin klinik ve etik boyutları nelerdir? Göçmen ve sığınmacılarla günlük yaşam pratiklerinde yaşanan karşılaşmaların politik ve sosyolojik çerçevesi nasıl çiziliyor? Elinizdeki kitapta bu soruların yanıtları aranıyor.